SELAMLAMA

İnsanoğlunun kendini ifade etmeye bu kadar düşkün olduğu başka bir çağ daha yaşanmamıştır herhalde. İlkel atalarımızın mağara duvarlarına çizdikleri resimleri bu işin başlangıcı olarak alırsak çok da yol kat ettiğimizi söylemek mümkün. Geldiğimiz noktada ise bu araçlar o kadar çok ki saymak mümkün bile değil. Tüm sosyal medya platformları, yazdığımız bir mektup, bir e-postadan tutun da giydiğimiz kıyafete, yediğimiz yemeğe, hatta yemek yeme şeklimize kadar her şey bir kendini ifade etme aracına dönüştü. İnsanların sahip oldukları ya da yaptıkları (ya da tercihen yapmadıkları) her şey ile kendi farkını göstermeye çalıştığı bu bol mesajlı ve gürültülü dünyada sesini duyurmak da bir o kadar zor hale geldi.

Bu son yazdığım durumdan sanırım ben de mustaribim. Öyle ki içimden bir dürtü yıllarca kendim için yazı yazıp kimse tarafından okunmamaya razı olmadı ve bu blogu oluşturmaya karar verdim. Basitçe ifade etmek gerekirse ben de kendimi ifade etme ihtiyacı hissettim; hepsi bu kadar.

Bu blogda neler olacak? Sadece ben ve her türden yazılarım… Ve bir tek şeyin garantisini verebilirim: siyasetle ilgili yazmamak için elimden geleni yapacağım. 

Sevgilerimle…


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Olduğunu Biliyorum

Gülüş

Ağrı